KASKO POLİÇESİ KAPSAMINDA UĞRANILAN MANEVİ ZARARIN TAZMİNİ

25.03.2019 Tarih ve K-2019/25597 Sayılı Hakem Kararı
1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER
1.1 Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep
Taraflar arasında yer alan uyuşmazlığın konusu, davalı Sigorta Şirketi tarafından tanzim edilen “Talep konusu Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan XXX plakalı aracın 02.07.2013 tarihli trafik kazasında, yaya konumunda olan başvuru sahibi XXX’in ilgili kazada % 8 oranında malul durumda kalmasına sebebiyet verecek şekilde yaralanması ve bu sebeple de başvuranın duyduğu elem ve ızdırap nedeniyle poliçede bulunan toplam 100.000 TL. Maddi/Manevi İhtiyari Mali Mesuliyet limitinden 20.000 TL. manevi tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline” karar verilmesi talebine ilişkindir.
1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç
Başvuru sahipleri tarafından, mevzuata uygun başvuru ücretini yatırarak Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunmuş ve hakemliğin görevlendirilmesi akabinde dosya üzerinde Hakemliğimizce yapılan ön inceleme sonucunda taraflar arasındaki ihtilafın çözümlenmesi hukuki
değerlendirmeyi gerektirdiğinden duruşma yapılmasına lüzum görülmeksizin, dosyada mevcut belge ve deliller üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde karara varılarak yargılamaya son verilmiştir.
2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR
2.1 Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri
Başvuru sahibi vekili özetle, “Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan XXX plakalı aracın 02.07.2013 tarihli trafik kazasında, yaya konumunda olan başvuru sahibi XXX’in ilgili kazada % 8 oranında malul durumda kalmasına sebebiyet verecek şekilde yaralanması ve bu sebeple de
başvuranın duyduğu elem ve ızdırap nedeniyle poliçede bulunan toplam 100.000 TL. Maddi/Manevi İhtiyari Mali Mesuliyet limitinden 20.000 TL. manevi tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline” talep
etmektedir. Başvuran tarafça komisyona, raportör raporu ekinde yer alan ekler dosyaya sunulmuştur.
2.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri
Sigorta Şirketi tarafından komisyon nezdinde yapılan başvuruya ilişkin olarak iş bu karar tarihine kadar her hangi bir beyan ve cevap sunulmamıştır.
3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER
1-5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu,

2-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu,

3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu,

4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,

5-Karayolları Trafik Yönetmeliği ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu,

6-Kasko Sigortası Genel Şartları ve

7-Poliçe özel şartları ile ilgili diğer mevzuat
hükümleri ve Yargıtay emsal kararları.
4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR
4.1. Değerlendirme
Taraflar arasında yer alan uyuşmazlık, davalı Sigorta Şirketi tarafından tanzim edilen Talep konusu Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan XXX plakalı aracın 02.07.2013 tarihli trafik kazasında, yaya konumunda olan başvuru sahibi XXX’in ilgili kazada % 8 oranında malul durumda kalmasına
sebebiyet verecek şekilde yaralanması ve bu sebeple de başvuranın duyduğu elem ve ızdırap nedeniyle poliçede bulunan toplam 100.000 TL. Maddi/Manevi İhtiyari Mali Mesuliyet limitinden 20.000 TL. manevi tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline” karar verilmesi talebinin davalı sigortacı tarafından reddinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden başvuranın meydana gelen kazada yaralandığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle kazaya karışan XXX plakalı aracın kasko sigortacısı olduğu görülmüş ve tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin var olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın esasına girilmiştir. Başvurudaki çekişmenin, ilgili kazada yaralanan başvuru sahibinde Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulunun 25.11.2014 tarih ve 4401 sayılı raporuyla % 8 oranında Sürekli Vücut Fonksiyon Kaybına uğrayan başvuru sahibinde meydana gelen söz konusu maluliyet sebebiyle oluşan elem ve ızdırabın, davalı tarafından tanzim edilen Kasko Sigorta Poliçesi ile mezkur araç için tek limit olarak verilen 100.000 TL. Maddi/Manevi Teminat Limiti kapsamında bulunup bulunmadığı ile, söz konusu talep hakkında hakem heyetimizce karar verilip verilemeyeceği hususlarında yoğunlaştığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Md. 56’da MANEVİ TAZMİNAT, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde olduğu, 5684 sayılı Kanunun Sigortacılıkta Tahkime ilişkin 30. Maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik maddelerinde, Sigorta Tahkim Komisyonu Hakemlerinin sigorta poliçesi teminatı içerisinde bulunan manevi tazminat taleplerine bakamayacaklarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle hakem heyetimizin, ilgili başvuru hakkında karar verebileceği anlaşılarak, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı Sigorta Şirketi tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan sigortalı araç için verilen teminatlar içerisinde, ek sözleşme maddesi olarak Maddi/Manevi 100.000 TL. tek limit olarak Artan İhtiyari Mali Sorumluluk Manevi Tazminat Klozuna tabi olarak Manevi Tazminatın da bulunduğu ve poliçenin 9. Sayfasında özetle “Manevi tazminata ilişkin talepler ihtiyari sorumluluk sigortası kapsamında güvence altına alınmıştır.” Kaydının yer aldığı görülmektedir.
Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları madde 1 de, Sigorta Teminatı Kapsamı “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanunu’na ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İşbu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı müdafaasını da temin eder.” şeklinde belirtilmiştir. Nitekim ilgili Genel Şartların 3. Maddesinde “Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder.” denilerek, manevi tazminat taleplerinin nasıl karşılanacağı açıklanmıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere, başvuru sahibinin poliçede yer alan Maddi/Manevi Tazminat Teminatı limitinden talebi olan toplam 20.000-TL tutarındaki manevi tazminat talebi için ilgili poliçede toplam 100.000 TL. teminat verildiği görülmektedir. Dolayısıyla da Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve yanı sıra da fail bakımından caydırıcılığı temin etmektir. Somut olayda başvuru sahibinin yaşı, kaza sebebiyle devam eden ve destekle yürümesine sebep olacak şekilde arazları ve geçirdiği tedavi süreci, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, ilgili kaza ve tedavi süreci
nedeniyle duyulan acı ve davacıda oluşan % 8 sürekli maluliyete dair olarak Tahkim Komisyonunun XXX sayılı başvuru dosyasından alınan 18.07.2016 tarih ve XXX sayılı kararıyla hükmedilen 17.668,39 TL. bedeni zarara ilişkin tazminat tutarı gibi nedenler dikkate alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarı duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde olmalıdır. Nitekim konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No:2015/3100 Karar No:2015/14133 sayılı emsal kararında özetle;
“-K A R A R- Davacılar vekili, 06.08.2012 tarihinde, müvekkillerinin murisi …’ün içinde yolcu olarak bulunduğu…. plaka sayılı araçla, … plaka sayılı aracın çarpışmaları sonucu … …’ün vefat ettiğini,….. plaka sayılı aracın davalı … adına kayıtlı olup, kaza anında Belediyenin temizlik işlerini ihale yoluyla alarak yürüten diğer davalı şirketin şoförü tarafından kullanılmakta olduğunu ileri sürerek davacı ….. için 40.000 TL, davacı ….için 30.000 TL, davacı …. için 30.000 TL Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir…. Davalı …. vekili, müvekkilinin temizlik işlerini ihale yolu ile diğer davalı şirkete verdiğini, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş, davalı …. vekili ise, aracın malikinin diğer davalı … olup müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ….. için 20.000 TL, davacı …için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden
itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı ….. vekili ve davalı ….. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, ölen kişinin kusursuzluğu ve yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, ölüm olayı nedeniyle duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde olmayıp, makul ölçüde manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir.” şeklinde hüküm kurularak, 2012 yılında meydana
gelen emsal karara ilişkin kazaya dair olarak davacılar için talep edilen 40.000 TL./30.000 TL. manevi tazminat taleplerine karşın, mahkemece bu talepler fahiş olduğu gerekçesiyle kabul edilmeyerek daha az şekilde hükmedilen manevi tazminat miktarının, yetersiz ve makul olmadığı belirtilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Doktrin’de tanımlandığı üzere OBJEKTİF MANEVİ ZARAR TEORİSİ’ne göre MANEVİ ZARAR;
“Kişilik Hakları ihlali sonucunda kişilik değerlerinde ortaya çıkan azalma ve eksilme” dir. Nitekim  emsal Yargıtay Kararları’nda da manevi zarar ‘’kişilik değerlerindeki objektif eksilme” olarak tanımlanmaktadır. ‘’Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir.’’ Konuya ilişkin Örnek Yar.
Kararları;
Yarg.HGK., 2013/1760 E., 2015/1054 K., 18.03.2015 T.
Yarg.3.HD., 2014/17464 E., 2015/3884 K., 10.03.2015 T.
Yarg.3.HD., 2015/883 E., 2015/11613 K., 23.06.2015 T.
Yarg.4.HD., 2015/5011 E., 2016/3401 K., 15.03.2016 T.
(Kararlar için bkz. https://emsal.yargitay.gov.tr)
(Yrd.Doç.Dr.A.Dilşad KESKİN, Objektif Manevi Zarar Teorisi Açısından Manevi Tazminat, sayfa
197, sayfa 110-111)
Kaldı ki Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda, hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimselerin manevi tazminat talebinde bulunabileceği halleri özel olarak düzenleyen (adın Korunmasına ilişkin TMK m.26 hükmü, Nişanın Bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın manevi tazminat hakkında boşanma hükümlerinin uygulanacağına ilişkin TMK m.158/II hükmü, boşanmada kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın manevi tazminat talebine ilişkin TMK
m.174/II hükmü) gibi özel hükümler yanı sıra, BEDEN BÜTÜNLÜĞÜNÜN ZEDELENMESİ HALİNDE ZARAR GÖRENİN VE AĞIR BEDEN ZARARI VE ÖLÜM HALİNDE ZARAR GÖRENİN VEYA ÖLENİN YAKINLARININ MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNE İLİŞKİN TBK m.56 hükmü de yer almaktadır. (a.g.e.sayfa 197)
Kişilik hakları ihlali sonucunda kişilik değerlerinde azalma ve eksilmenin söz konusu olup olmadığının belirlenmesinde, ‘’Ortalama Tip’’ olarak da anılan ‘’Orta Zekalı, Makul, Dürüst Bir 3.Kişi’’nin, kişilik değerleri bakımından benzer şartlarda içinde bulunacağı durum, ihtiyaç duyulan objektif ölçütü oluşturabilir. Böyle bir çözüm, Manevi Tazminatın belirlenmesinde her zaman korkulan keyfilik problemini ortada kaldırır. (a.g.e. sayfa 111)
Manevi tazminat miktarının tespiti açısından belirleyici olanın, zarar verenin kusuru değil, manevi zararın kapsamı olduğudur. TBK. M.51/1 hükmü karşısında zarar verenin kusurunun manevi tazminat miktarının takdirinde göz önüne alınması zorunlu ise de, tazminat miktarının tamamıyla kusurun derecesine göre belirlenmesi isabetli değildir. Nitekim doktrinde de Emsal Mahkeme Kararlarına başvurulmasının, TBK m.58 kapsamındaki kişilik değerlerinin ihlali halinde Manevi Tazminat Miktarının belirlenmesinde kullanılabilecek en elverişli yöntem olduğu ifade edilmiştir. Türk Hukuku’nda manevi zararın para ile ölçülmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple manevi tazminat miktarının belirlenmesinin tamamıyla Hakimin/Hakemin Takdir Yetkisi kapsamında gerçekleşeceği kabul edilmektedir. Hakim Görüş’ün Sübjektif Manevi Zarar Teorisi’nden hareketle manevi tazminatın tatmin fonksiyonunu benimsemiş olması da, benzer olaylarda Mahkemelerce hükmedilen tazminat miktarlarının arasında farklılıklara neden olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki kanun koruyucunun bu husustaki iradesini açıkça belli etmiş olması karşısında Hakim’in/Hakem’in Takdir Yetkisi’nin varlığını kabul etmek gerekmektedir. Ancak zarar görenin sübjektif teoriye göre duyduğu acıların objektif ölçülere göre belirlenmesine engel bulunmamaktadır.
Tüm bu sebeplerle de TBK.’nun 56. Maddesi uyarınca, HMK. hükümleri kapsamında yargılama yapmak ve karar oluşturmakla görevli olan hakemliğimiz, ilgili raporla belirlendiği üzere kaza  sebebiyle % 8 oranında Sürekli Vücut Fonksiyon Kaybına uğrayan başvuru sahibinde, meydana gelen söz konusu maluliyet sebebiyle oluşacak elem ve ızdırabın ömrünün geri kalan bölümünde ciddi anlamda manevi çöküntü yaşatacağı, dolayısıyla da söz konusu sıkıntılar dikkate alındığında da sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacağı ön görülen manevi tazminat tutarının (maluliyet oranı dikkate
alınmak suretiyle) talep doğrultusunda 20.000 TL. olması gerektiği kanaatine varan hakem heyetimizce, ilgili değerlendirmeler doğrultusunda belirlediği mezkur tutar üzerinden başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Temerrüt tarihinin belirlenmesi bakımından yapılan incelemede ise, bilindiği üzere Kasko Genel Şartlarının konuya ilişkin aşağıda mezkur maddesi gereğince temerrüt tarihi “TTK.1427/2’nin ilk kısmında” belirtilen SİGORTACININ SUNULAN BELGELER KAPSAMINDA YAPACAĞI
İNCELEME SÜRESİNE ilişkin olarak, mevcut KASKO GENEL ŞARTLARININ 3.3.4.1. Maddesin de belirtilen “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır.” hükmü doğrultusunda ve sigorta şirketine yapılan ilk müracaat tarihinden 10 iş günü sonrası olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla da bu kapsamda yapılan incelemede, dosyaya sunulan belgelere göre başvuru sahibinin davalı şirkete ilk olarak 08.11.2018 tarihinde müracaat ettiği, bu sebeple de konuya ilişkin müstekar Yargıtay kararları gereğince sigortacının, söz konusu başvuru tarihinden 10 iş günü sonrası olan 23.11.2018 itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gereğince, maluliyet oranı ve başvuru sahibinin kazanın meydana gelmesindeki Kusuru dikkate alınmak suretiyle talep doğrultusunda belirlenen toplam 20.000 TL. manevi tazminat tutarına bu tarihten itibaren, talebin kasko sözleşmesinden kaynaklanması ve sigorta sözleşmelerinin TTK’ da düzenlenmiş olması yanı sıra TTK 3. ve 4. maddeleri hükümleri gereğince mutlak ticari iş nitelikleri dolayısıyla davalı sigorta şirketi T.C. Merkez Bankası avans faiz oranına göre temerrüt faizinden sorumlu olduğundan, talep gereğince Avans Faizi tahakkuku gerektiğine karar verilmiştir.
Zira uyuşmazlık konusu Kasko poliçesinin tanzim edildiği ve kazanın meydana geldiği tarih itibariyle mer’i bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun IV- Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve çekişmesiz yargı işleri” ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda…., öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi” sayılır.” hükmünü içermekte olup, TİCARİ İŞLER başlıklı 3. Maddesi gereğince müessesini ilgilendiren bütün işlerin de Ticari olduğu gibi, TİCARİ İŞLER karinesi başlıklı 19. Maddesi gereğince de Tacir’in borçlarının
Ticari olması da asıldır. Bunun yanı sıra da 3095 sayılı KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN’un Temerrüt Faizi başlıklı 2/2. Maddesinin ikinci cümlesi gereğince ise, arada sözleşme bulunmasa dahi
ticari işlerde ticari faiz talep edilebilir. Nitekim bu husus Yargıtay 11.HD’ nin, 2011/2380 E 2012/9072 K. sayılı 28.05.2012 tarihli kararında da ”TTK.3. ve 4.Maddeler Mucibince Sigortacının Tüm Poliçelerden Kaynaklı Sorumluluğunun Ticari Sorumluluk Olduğu” şeklinde açıkça vurgulanmıştır.

4.2.Gerekçeli Karar

Davalı Sigorta Şirketi tarafından tanzim edilen Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan sigortalı araç için verilen teminatlar içerisinde, ek sözleşme maddeleri içerisinde 100.000 TL. Maddi/Manevi tek limitle Manevi Tazminatında bulunduğu ve İhtiyari Mali Sorumluluk Manevi
Tazminat Klozu’na tabi olduğu, yine poliçede Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının belirtili olduğu, nitekim bu Genel Şartların 1. maddesinde Sigorta Teminatının Kapsamı “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanunu’na ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İşbu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı müdafaasını da temin eder.” Şeklinde iken, Genel Şartların 3. Maddesinde “Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder.” denilerek, manevi tazminat taleplerinin nasıl karşılanacağının açıklanmıştır.Uyuşmazlık konusu poliçede İhtiyari Mali Sorumluluk teminatı olarak  100.000-TL manevi tazminat teminatı verildiği, buna karşın başvuru sahibinin toplam 20.000 TL. manevi tazminat talep ettiği, hakem heyetimizce 4.1. Değerlendirme kısmında açıklanan nedenler ve emsal Yargıtay kararları doğrultusunda davalı sigorta şirketi tarafından verilen manevi tazminat teminatı ve limitleri kapsamında kaldığı kanaatine varılan Manevi Tazminat Tutarının maluliyet oranı ve duyulan elem keder dikkate alınmak suretiyle talep doğrultusunda 20.000 TL. olarak belirlenmesi neticesinde, başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

5. KARAR

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;
1- Başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 20.000,00 TL. manevi tazminatın, davalı Sigorta Şirketi’nden alınarak başvuru sahibine ödenmesine,
2- Başvuru sahibi için belirlenen 20.000 TL. tazminata, 23.11.2018 temerrüt tarihinden itibaren, talep gereğince Avans Faizi tahakkukuna,
3- Davacı tarafından yapılan başvuru harcından oluşan yargılama giderinin kabul oranına göre tamamı olan 350 TL.‘sının davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine,
4- Başvuru sahibi kendisini avukatla temsil ettirdiği için, yürürlükte bulunan Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktarlar üzerinden belirlenen 2725 TL. ücreti vekaletin davalı sigorta şirketinden alınarak, başvuru sahibine ödenmesine,
6456 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile yapılan değişiklikle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin 18.10.2013 tarihinde yürürlüğe giren 12. Fıkrası gereğince, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde komisyon nezdinde İTİRAZ yolu ve yine aynı fıkrada belirtilen sınırlı hallerin varlığına bağlı olarak da her halükarda TEMYİZ yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi. 25.03.2019

ÖZETLE;Kasko poliçesi kapsamında uğranılan Manevi Zarar(Maluliyet Durumu-Bedensel Bütünlüğün Zedelenmesi ) zarar gören tarafından tazmin edilebilecektir.