RESMİ ŞEKİLDE YAPILMAYAN DEVRE MÜLK SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2014/6563 K. 2014/20794 T. 23.6.2014
DAVA : Tararlar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, davalı şirketin temsilcileri ile Sındırgı çaygören mevkiinde bulunan tesislerde 16.6.2013 tarihinde 10.000 TL bedelli devre mülk sözleşmesini imzaladığını, daha sonra evde sözleşmeyi incelediğinde yazılanların söylenenlerden farklı olduğunu tespit ederek, devre tatil sözleşmeleri yönetmeliğinin 6. maddesine göre yasal süre içinde 18.6.2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin iptalini talep ettiğini, her hangi bir hizmet almadığını ileri sürerek; sözleşmenin iptali ile 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının henüz hizmet vermeye başlamadığı ve ayıplı hizmet verdiğinin kabul edilemeyeceği, sözleşmenin tesisle imzalanması sebebiyle kapıdan satış sözleşmesi olarak nitelenemeyeceğinden cayma hakkını kullanamayacağı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan 16.6.2013 tarihli “l. Etap Satış vaadi pay sözleşmesi” başlıklı belge ile devre mülk hissesinin satışının vaad edildiği ancak taşınmazın tapuda devir işleminin gerçekleşmediği gibi tesliminin de yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davaya konu taşınmaz tapuda kayıtlı olup, tapulu taşınmazların satışına dair olarak haricen düzenlenen sözleşme resmi biçimde yapılmadığı için geçersizdir. (MK. 706, 5K 213, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60. maddeleri) O sebeple geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları çerçevesinde geri isteyebilirler. Davacı, davalıya 18.6.2013 tarihinde ihtarname gönderip sözleşmeden döndüğü ve ödediği bedelin iadesini istediğine ve davalı tarafından da sözleşmeye konu taşınmazın tapuda devrinin gerçekleştirilmediği gibi teslimin dahi yapılmadığı, kaldı ki sözleşmenin geçerli olması halinde dahi davacının süresi içinde cayma hakkını kullandığı anlaşıldığından, davacının taleplerinin haklı olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 23.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.